Güncel

Yayın Buluşması’nda ilk gün “Amerika’yı bu kez kadınlar eşitlik ve özgürlük için keşfedecek”

İstanbul: “Tarihi avcıların elinden alıyoruz” şiarıyla düzenlenen yayın buluşmasının ilk günü sona erdi. Bugün YDK, Sosyalist Kadın ve Kaos GL dergileri adına konuşmalar yapıldı, kadın ve LGBTİ dergiciliği üzerine forum düzenlendi ve son olarak Erktolia’dan katılımla haber yazımında cinsiyetçilik üzerine bir atölye düzenlendi.

Yeni Demokrat Kadın tarafından düzenlenen Yayın Buluşması’nın ilk günü Taksim’de bulunan İsmail Beşikçi Vakfı’nın toplantı salonunda gerçekleşti. Salon “Tarihi avcıların elinden alıyoruz”, “Yaşıyoruz yazıyoruz politika yapıyoruz” yazılı pankartları ve Virginia Wolf’a ait “ ‘Romana uygun malzeme’ diye bir şey yoktur: Her şey romana uygun malzemedir; her duygu, her düşünce, beynin ve ruhun her bir niteliği işe yarar, hiçbir kavrayış boşa gitmez” ile “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın” sözlerinin yer aldığı ozalitlerle süslendi.

 

“Kadınlar tarihe not düşmeli”

İlk gün YDK adına Aslı Ceren Aslan tarafından yapılan açılış konuşmasıyla başladı. “Bizler sadece ‘dertleşen’ değil, dertleşen ama bir yandan da bağlayıcılığı olan ve ortak örgütlü emeğimizi kolektif bir ürüne dönüştürebileceğimiz örgüt yaratmaya çalışıyorduk. Bu bağlamda kurumsallaşma tartışmalarını yürütüyorduk. Bu kurumsallaşma tartışmalarımızın somut anlamda can bulduğu yer dergimiz oldu” diyen Ceren sözlerine şu şekilde devam etti: “Bugün tarihi erkekler yazmaya çalışıyor. Biz de ‘Tarihi avcıların elinden alıyoruz’ diyoruz. Kadınların yazması çok önemlidir, kadınlar tarihe not düşen şeyleri yazmalıdır.

İki günlük çalışma hakkında bilgi veren Ceren’in ardından Yeni Demokrat Kadın dergisi adına Sevda Erkılınç, Sosyalist Kadın dergisi adına Sezin Uçar ve Kaos GL dergisi adına da Aylime Aslı Demir’in katıldığı “Kadın ve LGBTİ dergiciliği” konulu tartışma bölümüne geçildi.

 

“Tarihi kadınlar yapıyor ama erkekler yazıyor”

Yayın buluşmasının dergicilik konusunda deneyimlerin paylaşılması ve katkıların kolektifleştirilmesi adına önemli bir çalışma olduğuna değinerek sözlerine başlayan Sezin, 2009 yılında yayın hayatına başlayan Sosyalist Kadın dergisine ilişkin şu noktalara değindi: “Kadın özgürlük mücadelesinin çeşitli kazanımları, çeşitli deneyimleri ve çeşitli biriktirdikleri var. Ama maalesef tüm bunlar kadın mücadelesi içerisinde kolektifleştirilmiş bir deneyim haline gelemiyor. Tarihi kadınlar yapıyor ama tarihi yazan erkekler oluyor.

Teorik bir kadın dergisine bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Sezin yayın çizgilerinin, tüm kadınların mücadele tarihine, kadın portelerine, Enternasyonalist kadın mücadelesi deneyimlerine yer vermek olduğunu belirten Sezin, diğer kadın örgütleriyle polemik yaparak kendilerini geliştirdiklerini söyledi.

Eleştirilerle güçlendik, eleştiriden her zaman güç aldık. Teori bir erkek alanı görüldüğünden dolayı bu dergi için çok fazla kadın yazı grubu oluşturduk. Genç kadın yazar adaylarla buluştuk” diyen Sezin, düzenli yazı yazan ve belli bir birikime sahip kadınlarla ilk kez dergiye yazı yazan genç kadınların yazılarına aynı dergide yer vermek için özel bir yönelime sahip olduklarını belirtti ve bunun zaman zaman gerilime yol açtığını söyledi.

Özellikle genç kadınların teorik yazılar yazabilmesi için kadınlara yazı önerileriyle birlikte kitap, makale, konu başlığı önerileri sunduklarını söyleyen Sezin, konuşmasında ayrıca yazar atölyeleri ve dergi değerlendirme toplantıları düzenlediklerini de aktardı.

Hapishanelerden yazan kadınlara da değinen Sezin, “Cezaevlerinden gelen yazılarda gecikme çok olmuyordu, ama biz gene de kolaycılığa kaçıp her yazıyı onlara vermedik” diyerek dergi sürecini anlattı. Dergi çıkarılırken derginin gündeminden bahseden Sezin, derginin dağıtım sürecinden de bahsederek “Kadın kurumlarına, siyasi partilere, büyük kitapçılara bırakıyoruz. Bu dağıtım işini gönülden yürütüyoruz” dedi.

 

“İbneye güven olmaz” diyorlardı ama…

Kaos GL dergisinin 20. yılı sebebiyle düzenlediği etkinliklerin temasının da yayıncılık olduğunu ve bu buluşmanın, etkinlikler sırasında edinilen deneyimleri paylaşma adına kullanmak istediğini belirterek sözlerine başlayan Kaos GL dergisi editörü Aslı, derginin eşcinsellerin birbirini bulduğu mecra olduğunu vurguladı.

1994’ten bu yana çıkan dergi çıkarma süreçlerindeki deneyimleri aktaran Aslı, derginin 2000’lere kadar olan dönemini “bilinç yükseltme” dönemi olarak tanımladı, derginin ilk çıkış dönemlerinde özellikle “İbneye güven olmaz” sözünü boşa çıkarmak adına ciddi bir istikrarla ilerlediklerini belirtti. “Dergideki hedefimiz yüzde elli kadın ve yüzde elli LGBTİ görünürlüğü olmasıdır. Ve bu herkes tarafından duyurulmalı çünkü teorik bir ürünü teşvik ediyoruz” diyen Aslı, kimi zaman bu alanlarda kadınların emeklerinin de görünmez kılındığına dikkat çekti ve kadınların görünür olması gerektiğine vurgu yaptı.

Dergilerde yazı yazan kadın sayılarının oranlarını incelediklerinde bu oranın çok düşük, editörlük yapan kadın sayısının ise çok daha düşük olduğunu, LGBTİ’lerin ise neredeyse bu alanda sayısal anlamda yer alamadığını fark ettiklerini belirten Aslı, kimi dergilerde sadece 8 Mart gibi dönemlerde bu alanların kadınlara ve LGBTİ’lere bırakıldığını söyledi. “Kadın emeğinin görünür kılmak gerekiyor ve bunun çalışmasını yapan yayınlar var. Ve umuyorum etkili olur” diyen Aslı, Kaos Gl’nin dağıtım noktasında gönüllüğü esas alarak, dergiyi isteyenlerin bulunduğu yerlerdeki kafelere yolladıklarını aktardı.

 

“Amacımız bütün kadınlara değmesi gereken bir dergi”

Aslı’nın ardından söz alan Sevda, dergi çıkarmanın uzun zamandır düşündükleri bir proje olduğunu ancak bunu somut olarak 2012’de gerçekleşen Kurultay Örgütleme Konferansı’nda tartıştıklarını ama buna karşın ilk dergiyi Kasım 2014’te çıkarabildiklerini belirterek, ilk dergi çıktıktan sonra yaşananları anlattı. Dergi çıkarmaya başlamanın sonra ise kendine güvensizliği yıkan bir yerde durduğunu belirtti.

İlk derginin kadınlar tarafından çoğunlukla olumlu karşılandığını belirten Sevda “Erkeklerden aldığımız tepkiler hadsizdi. Çünkü onlara sormadan, kendilerinin onay vermediği bir şey yaptık. Ama kadınların kendisini bulduğu bir dergiyi çıkardık” dedi.

Erk her alana giriyordu, bu nedenle zorluklarla karşılaştık. Bütün kadınlara değmesi gereken bir dergiydi ve kolektif bir ürünle çıkmalıydı” diyerek derginin çıkarılma sürecine değindi. Dosya konularını da kadınlara dağıtmak istediklerini ifade eden Sevda, “İstediğimiz başarıyı yakalayamadık. Bahar aylarında dergi çıkamıyordu. Kadın politikası olan her yazıyı alıyoruz” dedi.

 

“Amerika’yı bu kez kadınlar eşitlik ve özgürlük için keşfedecek”

Konuşmacıların ardından ara verildi ve katılımcıların bu konuda tartışma yürüttüğü, konuşmacılara soru sorduğu forum bölümüne geçildi. Derginin kurumsallaşma, dayanışma ve kadınların enerjisini toparlama adına önemli bir mecra olduğuna dair vurguların yapıldığı forum bölümünde öne çıkan kimi tartışma başlıkları da şunlardı:

Kadın dilini oluşturmak, her meselenin kadın yüzünü öne çıkarmak mı yoksa kadınların güncel politika, teori vd. yazınları cinsiyetsiz bir dille yazmaları mı?”, “Dergilerin, yazınların işçi, emekçi ve yoksul kadınlara ulaşması nasıl gerçekleşecek?”, “Amerika’yı keşfedenler, buraya tecavüz, baskı ve ölüm götürerek orayı keşfettiler. Kadınlar da Amerika’yı keşfedecek ama bu kez eşitlik ve özgürlük taşımak için”, “Kağıt baskı ile devam etmek mi, sanal ortam bu dönemde ihtiyacı karşılıyor mu?”, “Mağdur dili nedir, ayrımcılığın ve eşitsizliğin teşhirini yaparken mağdur dilinden sıyrılmak ne kadar mümkün?”…

 

Cinsiyetçi dil üzerine Erktolia ile atölye

İlk günün son bölümünde Erktolia oluşumundan Burçin Tetik’in katılımıyla haber yazımı atölyesi düzenlendi. Kadın cinayetleri ya da LGBTİ konulu haberlerden kimi örnekler üzerine tartışmaların yapıldığı bölümde haberlerin magazinleştirilmesi, özellikle cinsel çağrışım yapan gereksiz ayrıntıların paylaşımıyla erkekliğin hayal dünyasının cinsel saldırı ve cinayet yöntemleri konusunda “zenginleştirilmesi”, cinsel istismara maruz kalan çocukların cinsiyetlerinin belirtilmesi ve “erkek” olduğunda buna verilen tepki… ve birçok konu üzerine konuşuldu.

Elbette gün bitti ama tartışmalar bitmedi. Kadınlar yarın yeniden buluşmak üzere ayrıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu