Güncel

OHAL ablukasını ancak bizler kırabiliriz!

OHAL ile birlikte kadın mücadelesine ket vurmaya çalışan devlet, kadına dair ne varsa yok etmeye çalışıyor. Belediyelere kayyum atanıyor, kayyumun ilk icraatı kadın merkezlerini kapatmak oluyor. Kadının yaşamın her alanında özne olmak adına verdiği mücadeleyi mecliste sürdüren ve siyasetin “öznesi” olarak mecliste yer alan kadın siyasetçileri tutukluyor. Kadın mücadelesini demokratik alanda sürdüren dernekleri kapatıyor, mühürlüyor. Kısacası erkek devlet saldırıyor da saldırıyor!

Ezilen her kesimi OHAL uygulamalarıyla biat ettirmeye çalışan devletin, ezilenlerin ortak mücadele hattına yönelik saldırıları son süreçte bu denli yoğunlaşmışken kadına ve kadın mücadelesine yönelik saldırıları da bundan bağımsız ele alamayız. 15 Temmuz darbe girişimi ile beraber arşa çıkardığı nefret kültürü ile en çok da kadın ve LGBTİ’leri hedefine alan devletin bu politikasının toplumsal alanda yansıması birçok örnekle yaşanıyor. Yeri geliyor şort giydi diye bir kadın tekmeleniyor; yeri geliyor trans kadınlar sokak ortasında dişleri dökülünceye dek dövülüyor! Devletin yaratmak istediği toplumsal kutuplaşma, erkek kimliğiyle birleşince kadın ve LGBTİ’lere dönük zaten var olan şiddet ve katliam azami seviye ulaşıyor. Biat etmeyeni gözaltı-tutuklama-katliam çemberine alan devletin baskı ve sindirme politikalarına karşı kadın örgütlerinin benimsediği şiar ise en başından beri “İtaat etmiyoruz!” oldu.

Yeni Demokrat Kadın olarak bizler de sürecin en başından beri biat ettirme politikalarına karşı “İtaat etmiyoruz!” cevabını veriyoruz.  OHAL’e karşı kadın dayanışmasını kuşanmanın kadının özgürlük mücadelesini yok etmeye çalışan erkek devlete karşı en önemli silahımız olduğunu biliyoruz. Ve diğer silahımız ise sokaklarda olmak! OHAL ile birlikte ezilenlerin öfkesinin sokağa yansımasını engellemek adına eylem ve etkinlik yasakları koyan, kolluk kuvvetleri ile eylemlere saldıran devletin tüm saldırılarına rağmen 15 Temmuz’dan beri en çok sokağa çıkan kesimin kadınlar olması, kadınların tepkisini sokaklarda ortaya dökmesi bu silahın bizler için ne kadar vazgeçilmez olduğunu bir kez daha göstermiştir. Erkek devletin kadın düşmanlığını ortaya koyduğu söylemlerinden yasalaştırmaya çalıştığı tecavüzü aklayan tasarılarına, kadın cinayetlerine, kadın siyasetçilerin tutuklanmasına sokakları yasaklayanlara karşı “İtaat etmeyeceğiz” şiarı hayata geçirilmiştir.

Var olan saldırılara karşı nicelik olarak az olduğumuz alanlarda dahi sokaklara çıkmaktan vazgeçmeyerek, önceliğimizi kadın kimliğimize yönelik saldırılardan doğru koymamız özgürleşme mücadelemizi engellemeye çalışanlara karşı vereceğimiz en önemli yanıttır. Bu nedenle güncel gelişmelere ilişkin tepkimizi ortaya koyabileceğimiz her eyleme katılmak, örgütleyicisi olmak bizler için vazgeçilmez olmalıdır. Yaşadığımız süreç, hareketsizliği dayatırken ve sokaklara çıkışı imkansız hale getirmeye çalışırken kadınlar olarak sokakta olmakta ısrarlı oluşumuzun bizlere getirdiği motivasyon, kadın düşmanlarında yarattığı çöküntü, yakın zamanda gerçekleşen 25 Kasım eylemleri ile cinsel istismar ile tecavüzü aklayan yasa tasarısına karşı eylemlerde kendini göstermiştir. Ve biliyoruz ki OHAL ile gerçekleştirilen bu ablukayı ancak bizler kırabiliriz!

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu