Deneyim

Evvel Temmuz’da kadınlar

Hasad Zamanı anlamına gelen Evvel Temmuz’da biz kadınların hasadı yıllardır bastırılmış, emekleri, fikirleri, bedenleri yok sayılmış kadınların militan tavırları olmuştur/olacaktır. Festival çalışmaları boyunca kadın olarak her yerde, her çalışmada bulunmaya, bir kadın olarak rahatsız olduğumuz her şeyi ifade etmeye özen gösterdik.

Yeni Demokrat Kadınlar olarak bulunduğumuz her yerde kadın insiyatifini öne çıkarma bilincimizle, kadınlarla bir araya gelmeye, her fırsatta kadın sorunu üzerine tartışma yürütmeye özen gösterdik. Bu tartışmalarımızın bir sonucu olarak “LGBTİ” ve “Taciz” konusunda bir eğitim çalışması aldık.

“LGBTİ” konusu oldukça yabancısı olduğumuz, üzerine yeni tartışmalar yürüttüğümüz bir konu olmasından dolayı herkes temkinli davranıyordu. Aramızda bulunan LGBTİ bir arkadaşın kendi yaşamını, kendini tanıma sürecini, karşılaştıkları güçlükleri anlatması sonrası, bu konu ile ilgili algılarımızın zayıf olduğu, algılarımızı geliştirmemiz gerektiği sonucuna varıldı.

 

Oysa ne taciz etmişiz erkekleri!

Günün ikinci bölümünde “Taciz” konusunu konuştuk. Bileşenin çoğunluğunun erkek olması beni ürkütmüştü, çok zorlu bir tartışma olacağı aşikardı. Taciz denilince ilk neyi çağrıştırıyor diye Kadın Buluşması’nda yaptığımız gibi sorularla başladık. “Kadın beyanı esastır, aksini ispat etme yükümlülüğü erkeğe aittir” ilkesinden ne anladığımız, burada beyanı nasıl tartıştığımız, üzerine konuştuk. Asıl soruya gelmişti sıra, bu soruya alacağımız yanıtlar önemliydi: “Kadın taciz eder mi?”

Birkaç kişi dışında salonda bulunan herkes “eder, hem de erkekten daha fazla eder” yanıtını verdi. Of ya biz kadınlar ne çok taciz ediyormuşuz, bu küçücük bileşende dahi neredeyse her erkek tacize uğramış, her ne hikmetse benim bir tacizi dillendirmem, kendime itiraf etmem ve bunu sonrasında başkalarına dillendirmem o kadar zor ve uzun oluyorsa, erkek yoldaşlarda bir o kadar rahat ve kolaydı. Kadında travmalara neden olan tacizin, erkeğin yaşadığıyla aynı olamayacağını düşünüyordum. Bu nedenle aynı şekilde adlandırılmasının rahatsızlık duyuyordum. Çünkü taciz bir erklik ispatıdır. Ve kadınlar açısından “erk” olabildikleri alanlar yok denebilecek kadar azdı. Tartışmalarda bir sonuca varma ya da ikna olma olmadı elbette. Ancak tartışmadaki amacımız beyin fırtınası yapmak, bu konudaki algılarımıza soru işaretleri koymaktı.

 

Kadınlarla sohbetler

Gelelim festivalin bizim içe dönük çalışmalar dışındaki kadın yüzüne. Ben de dahil olmak üzere köy çalışmalarına katılan bütün arkadaşların dikkatini çeken, Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile ilgili düşüncelerimizi aktardığımızda kadınlardan aldığımız geri dönüşler, “aynen, biz de böyle düşünüyorduk” demeleri oldu. Köy çalışmalarında oluşturduğumuz gruplarda bir kadın olmasını ve ayrıca sadece kadınlardan oluşan bir grubun oluşturulmasını sağladık. Sadece kadınlardan oluşan grupta yer alıyordum, içimden “dilerim hep kadınlarla karşılaşırız” diyordum. Çünkü erkeğin bulunduğu ortamda kadınlar kendini ifade etmek istemiyor, daha doğrusu ifade etmeye fırsat bulamıyordu.

Çalışma boyunca elimizden geldiğince kadınlarla iletişim kurduk, tartışmalar yürüttük. Kadın Buluşması’nın arkasından yoğunlaştırılmış böyle bir çalışmanın içerisinde olmak hangi alana yüklenmem gerektiği açısından ön açıcı olmuştur.

 

(Antakya’dan bir YDK’lı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu