Röportaj

“Bilmiyorum işte benim hayatım da böyle”

Yeni Demokrat Gençlik olarak LGBT bireylerinin yaşadığı soruları daha görünür kılmak için dört eşcinsel erkekle röportaj yapmak istedik. İkisi ile sohbeti bitirmiş diğer arkadaşa geçecektik ki bir başka arkadaş da sohbete girdi. Ses tonu öyle öfkeli, gözleri öyle donuk bakıyordu ki, susup dinlemekten başka çaremiz kalmamıştı.

“14 yaşında zayıf bir çocuktum işte”

14 yaşındaydım” diye başladı sözlerine. “Erzurum’da babamın küçük bir oteli vardı. Okul çıkışı otele gider babama yardım ederdim. Bizim orada oteller çok dolu olmaz, çoğu zaman boş binada beklerdim. Bir akşam 35 yaşlarında bir adam geldi ve oda  istedi. Ben işim gereği odaya kadar eşlik ettim. Otel dediysem büyük bir yer hayal etmeyin, 3-4 odalık bir yer.

(Sesi tam burada titredi, gözleri boşluğa bakıyordu. Neden bilmem ama yüzüne bakamadım, sonra devam etti.)

Beni zorla odaya itti. Önce ne olduğunu anlamadım. Sonra yatağa doğru iteledi. 14 yaşında zayıf bir çocuktum işte. Korkudan titriyordum. Elbiselerimi yırtarcasına çıkardı. Sonrasını siz düşünün” dedi.

Ben ve kadın yoldaşım şaşkınlık içinde birbirimize baktık.

O yine aynı bakışlarla devam etti.

“3 ay” dedi. “3 ay her gece tecavüz etti. Beni tehdit ediyordu. ‘Herkese söylerim, rezil olursun, ailen kahrolur, seni öldürürler’ dedi. 14 yaşında ki bir çocuk için yeterliydi bu sözler. 3 ay boyunca her gece öldüm ben.

Sonra gitti o. Onunla birlikte birçok şey de gitmişti aslında.

(Sonra durdu ve “ya işte öyle” dedi.)

Biz güya soruları hazırlamıştık sormak için. Soramadık hiçbirini zaten ne sorabilirdik ki artık. Yaşanacak en kötü şeylerden birini yaşamıştı ve devam etti, “Bu son değildi” diye.

“O gün bir kez daha öldüm”

16 yaşındaydım, seçim dönemiydi. Üye olduğum partinin bayraklarını asacaktık. 4 kişi arabaya bindik. Çok alakasız uzak bir yere gidiyorduk. Arabadaki 3 kişi benden yaklaşık 15 yaş büyüklerdi. Issız dağ başında bir yerde durduk. Bizim oraları bilirsiniz. Dağlıktır her yer. Hele bir de akşama doğru korkar insan kurttan kuştan. ‘İn aşağıya’ dedi. Sessizce indim. Zaten bize yıllarca söyleneni sessizce yapmak öğretildi bugüne kadar. Beni ilişkiye zorladılar. Eğer yapmazsam burada bırakıp gideceklerini söylediler. Etrafıma baktım çaresizdim ve o gün ben bir kez daha öldüm.

Peki ya sonra?” diye sordu kadın yoldaşım. Yine aynı bakışlar vardı.

Sonra mı” diye devam etti. “Ne zaman yoldan araba geçse ben kendimi tarlaya ya da bir ağacın altına atardım. 3-4 yıl çok kötü geçti. Hatırlamak bile istemiyorum.

“Benim hayatım da böyle”

21 yaşıma doğru İstanbul’a geldim. Aklımda sadece intikam vardı. Eskortluk yaptım. Hep benden yaklaşık 15 yaş büyüklerle yattım. Tek amacım insanlardan intikam almaktı. Nefret ediyorum hepsinden. Şimdi 26 yaşındayım. Erkek bir sevgilim var. Ama bir kadınla da evlenebilirim. Yuvam olsun istiyorum. Bilmiyorum işte benim hayatım da böyle.

Daha sonra kimse ile devam etmedik, daha doğrusu edemedik. Tek tek teşekkür edip çıktık. Olayın etkisi hala üzerimizde. Ülkemizde eşcinsel olmanın, kendini ifade eememenin, feodalitenin, ataerkil anlayışın faturası 14 yaşındaki çocuğa kesiilmişti tıpkı çocuk gelinler, öldürülen kadınlar ve daha niceleri gibi…

Bu röportajdaki amacımız eşcinselliği toplumsal boyutu ile ele alıp tartışmaktı. Keza diğer arkadaşlarla öyle oldu. Ama bu durum çok özel olduğundan diğer röportajları bir sonraki sefere yayınlayacağız.

İstanbul Üniversitesi Yeni Demokrat Gençlik

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu