Güncel

Kadınlara güvence uzak, emeklilik hayal

kadin-emegiKEİG Platformu tarafından hazırlanan bilgi notunda Türkiye’de sosyal güvenliğin sigorta sistemiyle sağlandığı aktarılarak çeşitli sigorta statüleri (4/a, 4/b, 4/c) ve kolları (kısa vadeli, uzun vadeli ve genel sağlık sigortası) kısaca özetleniyor. Ardından sosyal güvenlik sistemi kadınları ilgilendiren şu başlıklar etrafında inceleniyor: yaşlılık sigortası, isteğe bağlı sigortalılık (bu kapsamda tarım işçileri, ev işçileri, ev eksenli üretim yapan kadınlar, ev kadınları), hasta ve engelli bireylerin bakımı, dul ve yetim aylığı ile genel değerlendirme.

Sigorta primleri yüksek, maaşlar düşük, emeklilik hayal

Derlenen bilgi notunda, ilk olarak 1999 ardından 2008 yıllarında gerçekleştirilen yasal değişikliklerle emeklilik yaşı ve prim ödeme süresinin yükseltildiği, bunun da çalışmaları evlenme, çocuk bakımı gibi sebeplerle çoğunlukla kesintiye uğrayan kadınların emekliliğini çok zorlaştırdığı belirtiliyor. Ayrıca, emekli olunsa dahi, emeklilik aylığının miktarı çalışılan süredeki maaşa bağlı olduğundan, 2008’den sonra asgari ücretle çalışan işçilerin emeklilikte asgari ücretin dahi altında maaş alacakları ifade ediliyor.

Buna karşılık kadınlara “toplu para ödeyerek prim sürelerindeki boşlukları doldurma imkanı” olarak sunulan doğum borçlanmasının ise, kanunda oldukça ayrıntılı kriterlere ve şartlara bağlanarak zorlaştırıldığı ve kadınların çoğunun bu parayı ödemesinin mümkün olmadığı vurgulanıyor.

Yasaya göre başka birinin bakımına muhtaç ağır engelli çocuğu bulunan kadın sigortalıların emeklilik yaşı düşürülse de bunun sadece kadınlara uygulanmasının toplumda bakım sorumluluğunu kadında gören geleneksel bakış açısının devamı olduğu vurgulanıyor.

İsteğe bağlı sigorta kadınları güvencesiz bırakıyor

Bilgi notunda kişilerin kendi istekleri doğrultusunda prim ödeyerek sigortalı olması şeklinde açıklanan isteğe bağlı sigortalılığın koşullarının ağır olduğu ifade ediliyor. Bu sebeple,  başta kadınlar olmak üzere isteğe bağlı sigortalılığa talebin giderek düştüğü verilen rakamlar üzerinden açıklanıyor.

Bilgi notundaki tespitlerden görüldüğü üzere, sistem içinde isteğe balı sigortalılığa mecbur bırakılan tarım işçileri, ev işçileri, ev eksenli çalışanlar ve ev ve bakım işlerini ücretsiz olarak gerçekleştiren “ev kadınları”, primlerin yüksekliği ve sigortalılık şartlarının zorluğu sebebiyle bu haktan yararlanmayı tercih etmiyor. Örneğin, çoğunluğu kadın olan, belirli dönemlerde iş bulan ve günlük yevmiyeleri 30 TL’yi geçmeyen mevsimlik tarım işçileri, ancak her ay kendi ceplerinden yüksek meblağlar ödeyerek sigortalı olabiliyor.

Evde çalışan kadınlar için sosyal güvence yok

2014 yılında geçirilen torba yasa ile ev işçileri arasında “10 günden az-10 günden fazla çalışan” ayrımı getirildiği belirtilirken, ev işçilerinin sigortalanması için gerekli işlemlerin çok zor olduğu ve işverene konuyla ilgili herhangi bir teşvik yapılmadığı aktarılıyor. Yasada evde üretim yapan kadınlar için 2011 yılı itibariyle 18 gün prim yatırıp 30 günlük sigortalı sayılmaları sağlansa da, ev eksenli çalışanların geliri çok düşük olduğundan primleri ödemenin mümkün olmadığı vurgulanıyor.

Bilgi notunda, kadınların hane içinde ücretsiz olarak yaptıkları ev ve bakım işlerinin görünmezliği nedeniyle işçi sayılmadıkları vurgulanıyor. Sistemde “ev kadını” olarak geçen bu kadınların ancak sigortalı çalışan eşi, babası ya da çocuğu ile ilişkilendirilerek “bağımlı-bakmakla yükümlü olunan kişi” ya da dul, yetim, vs. şeklinde değerlendirilerek “hak sahipliği” statüsünde görüldüğü ifade ediliyor.

Kadınların aldığı maaşlarda hak kaybı  yaşanıyor

Bilgi notunda 2006’dan önce kadınlar hem dul hem yetim maaşı alabilirken, 5510 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesi ile sadece birini almalarının mümkün olduğu belirtiliyor ve verilen maaşın da insanca yaşam koşullarını sağlamadığı ekleniyor. Benzer şekilde, bir kadın kanun öncesinde çalışsa dahi kocası ölünce maşının % 75’ini alabilirken kanun ile birlikte çalışan kadınların alabileceği oranın % 50’ye düşürüldüğü belirtiliyor. Çocuklarda aylık bağlanma şartlarının ise cinsiyete, yaşa, öğrenim durumu ve medeni hale göre değişiklik gösterdiği ifade ediliyor.

Ayrıca, Evde Bakım Hizmeti programı kapsamında engellilere “evde bakan yakınlarının” Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından sigortasız çalıştırıldığı aktarılıyor.

“Kadınlar bağımlı birey olarak görülmesin”

Bilgi notunun değerlendirme bölümünde, kadınların hâlâ toplumda üretime katkıda bulunan kişiler olarak değil, ailenin erkek bireylerine bağımlı olarak görüldüğü belirtilirken, bu bağımlılık ilişkisi üzerinden sağlanan sosyal güvencenin düşüklüğü ise bir sorun olarak ayrıca vurgulanıyor.

Sosyal güvenlik sisteminin kadınların hane içinde ve dışında yaptıkları işlerin birçoğunu görmezden geldiği belirtilirken, yalnızca isteğe bağlı sigortalılığın mümkün kılındığı, bunun da kadınları güvencesiz hale getirdiği ifade ediliyor. Ayrıca, ücretsiz aile işçisi ya da kayıtdışı olarak başka alanlarda çalışan kadınların resmi işgücü istatistiklerine dahil edilirken, sosyal güvenlik sistemi içine alınmadıkları da belirtiliyor.

Kadınların bağımsız bir şekilde ayakta kalmalarını sağlayacak yeterli istihdam fırsatlarının  geliştirilmediği belirtilirken, bu sebeple kadınların evlenmeye teşvik edildiği ifade ediliyor. Bilgi notunda sosyal güvenlik mevzuatının toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla yeniden düzenlenmesi gerekliliği de vurgulanıyor.

Dayanışmayla,

KEİG Platformu

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu